MİNİK SİHİRBAZLAR DOĞA SIRLARININ PEŞİNDE
Uzak diyarlarda Doğa ananın kalbinde sihirbazların yaşadığı bir köy varmış.Bu sihirbazlar doğada hergün yeni bir sır keşfeder ve onu korumak için de ellerinden geleni yaparlarmış.Bu sihirbazlar civar köylerde ' Minik Bahçıvanlar' olarak anılırlarmış. Köylerini nasıl bu kadar güzel hale getirdikleri, hangi sihirleri yaptıkları hep merak edilirmiş.
Minik bahçıvanların yaşadığı köyün içinde kocaman bir çınar ağacı varmış.Köydeki çocuklar bu ağaca"Bilge Ağaç" derlermiş.Bu ağaç ormandaki en heybetli ve en yaşlı ağaçmış.Ormana girecekleri ve bir ağaçtan meyve alacakları zaman hep bu ağaçtan izin isterlermiş.Bir gün köyün en meraklı çocuklarından olan Defne, Bilge Ağacın yanına gelmiş.'"Bilge Ağaaaçç! Bugün ormana girip orada biraz yürümek ve kiraz ağacından kiraz almak istiyorum.İzin verir misin," diye seslenmiş.Bilge Ağaç dallarını yavaşça uzattıktan sonra cevap vermiş, "Elbette,içeri girdiğinde etrafını incele.Doğanın sana söyleyeceklerine dikkat et! Kiraz çekirdeklerini sakın çöpe atma ve ormanı temiz tutmaya özen göster.Sen de artık diğer sihirbazlar gibi ilk tohum çantanı oluşturabilirsin.Kirazları yedikten sonra mutlaka yanıma gel.Çekirdekleri de getirmeyi unutma.Artık senin de doğada sihirbazlık yapma zamanın geldi,"demiş.Defne neler olacağından habersiz ,büyük bir merakla ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlamış.Ormanın ortasına doğru ilerlediğinde pırıl pırıl parlayan bir gölet görmüş.Gölette balıklar büyük bir sevinçle yüzüyor;kuşlar göletin kenarından su içiyorlarmış.Defne o an suyun birçok canlı için ne kadar önemli olduğunu farketmiş.Biraz daha ilerlediğinde çeşitli çiçeklerin olduğu bir tarlaya denk gelmiş.Arılar ve kelebekler çiçeklere konuyor ve oradan aldıkları özleri diğer bitkilere taşıyorlarmış.Böylece doğa kendi içerisindeki dengeyi koruyabiliyormuş.Defne arı ve kelebeklerin de kendileri gibi bahçıvan olduğunu düşünmüş.Onlara "Doğa Bahçıvanları" ismini vermiş.Yoluna devam ederken turuncu ve kırmızı uğur böcekleri ona eşlik etmiş.O da uğur böceklerine "Uç uç üç böceğim..."şarkısını söylemiş.Ormanın sonuna doğru kiraz ağacı ile karşılaşmış.Kiraz ağacı öyle güzel görünüyormuş ki; onu süslü ,kırmızı küpeleri olan bir kıza benzetmiş.Kiraz ağacının güzelliğine hayran kalmış.Kiraz ağacından büyük bir özenle kirazlarını toplamış.Geri dönerken hem kiraz yiyor hem de nasıl sihirbaz olacağını merak ediyormuş.Kirazları yiyerek ormanın çıkışına gelmiş.Bilge Ağacın yanına geldiğinde yine seslenmiş,"Bilge Ağaaaçç! Ormanı güzelce gezdim ve farklı şeyler keşfettim.Kirazları topladım ve çekirdeklerini yanımda getirdim.Söyler misin ben bunlarla ne yapacağım?"Bilge Ağaç dalında bulunan çantayı Defne'ye uzatmış. "Kiraz çekirdeklerini çantaya koy.Bu çanta artık senin tohum çantan.Bu çantayı sakın kaybetme ve yediğin meyvelerin ve sebzelerin çekirdeklerini burada biriktir.Yeterince çekirdek biriktirdiğinde onları tek tek toprağa koy. Onları sık sık sula, güneş almalarını sağla.Üç vakte kadar sihir kendisini gösterecek ve sen de artık sihirbaz olacaksın," demiş.Günler günleri kovalamış.Defne büyük bir merakla yediği her meyvenin çekirdeğini tohum çantasında biriktirmeye başlamış.Çanta dolduğunda köyün güneş alan tarlalarından birine gitmiş. Önce toprağı kazmış; sonra kazdığı yerlere tohum çantasında biriktirdiği çekirdekleri koymuş. Hergün ormandaki gölette su taşıyarak bu tohumları sulamış.Sabırla ne olacağını beklemiş. Birgün tarlanın yanına geldiğinde tohumların filizlendiğini ve topraktan yukarı doğru uzadığını görmüş,gözlerine inanamamış. Koşarak Bilge Ağacın yanına gitmiş."Bilge Ağaaaç! Çekirdeklerim yeşil birer filiz oldular.Söyle bana ben artık sihirbaz oldum mu," diye merakla sormuş.Bilge Ağaç yapraklarını tebessümle sallarken ,"Sihirbazlığın gerektirdiklerini doğru yapmışsın ama henüz sihir tam olarak gerçekleşmedi,"demiş. Defne biraz heyecan biraz şaşkınlıkla sihrin ne zaman gerçekleşeceğini sormuş. Bilge Ağaç,"Yedi ay sonra sihir gerçekleşecek.Sadece yedi ay beklemelisin,"demiş. Defne yedi ay içerisinde göletteki su ile tohumları sulamaya devam etmiş.Kelebek ve arılar tarlanın üzerinde dolaşarak oraya yeni çiçek özleri getirmişler.Uğur böcekleri filizleri zararlı böceklerden korumuş.Yedi ay geçmiş.Mevsimler değişmiş.Defne bir sabah erkenden uyanıp tarlaya gittiğinde orada kiraz,elma,armut,zeytin ağaçları görmüş.Bunların yanında rengârenk çiçekler de varmış.Köydeki diğer minik sihirbazlara sevinçle seslenmiş.Diğer minik sihirbazlar hemen etrafını sarmışlar.
Onlarla heyecanını paylaşırken şunları söylemiş,"İşte şimdi anladım.Doğadan aldığını doğaya verirsen ve doğaya saygılı davranırsan doğa yeniden canlanıyor. Toprağa ektiğin tohum can bulup meyve oluyor.Doğa inanılmaz sihirler dünyası ve bahçıvanlık en gerçek sihirbazlık!"
Yorumlar
Yorum Gönder