ÖMÜR'ÜN BAHARI

 Kim bilir neler geçiyordu içinden minik Ömür 'ün o sabah uyandığında.Annesi en temiz giysilerini giydirmiş; uçları kıvrım kıvrım olan kitaplarını bir poşete koymuş ,öyle yolcu etmişti onu.Kısa süreli konaklamak için geldiği bu yer ona çok yabancıydı.İsmi Ömür'dü.Ve daha şimdiden yaşıtlarından farklı bir ömür yaşayacağı besbelliydi.Ailesi ile birlikte kışın başka bir yerde yaşıyor,mevsimler değiştikçe başka yerlere çalışmak için göç ediyordu.Yırtık ayakkabılarını okul müdürünün önünde saklamaya çalışırken ,içeri yaz mevsimine kadar onu okutacak Sevgi Öğretmeni geldi. Harika bir gülümseme ile "Merhaabaaa bu tatlı kız da kim böyle, tanışabilir miyiz," diyerek karşıladı onu .Önce kendisini tanıttı sonra ona birkaç soru sordu ve hemen elinden tuttuğu gibi sınıfa doğru yol aldılar. Ömür'ün kalbi heyecandan yerinden fırlayacaktı. Sevgi Öğretmeni ne onun yırtık ayakkabılarını görmüştü ne de çalışmaktan nasır tutan ellerini tutarken yüksünmüştü. Küçücük kalbinden ılık birşeyler aktı içeri. Büyük bir merakla giderken yeni sınıfına,aklında türlü türlü düşünceler uçuşuyordu.Arkadaşları onu nasıl karşılayacaktı?Onunla oyun oynayacaklar mıydı?Ya heyecandan yine kekelemeye başlarsa ? Bu sefer merak yanına biraz terlemede eklendi. Hay Allah! Ne yapacaktı gerçekten?Ya buradaki çocuklar da kötü davranıp ağlatırlarsa onu önceki okulundaki gibi.Zaten birazcık da kiloluydu ve çocuklar önce kilosu ile görürdü onu hep."Şişko patatesss,şişko patatesss," diye bağırırlardı görünce. Sınıf kapısına gelince, heyecan yerini buruk bir hüzne bıraktı nedense. Sanki kaderiymiş de artık kabullenmesi gerekiyormuş gibi eski yaşadıkları, omuzları çöküverdi birden kapının önünde.Kaderine razı girdi sınıfa Sevgi Öğretme'nin elini sıkı sıkı tutarak. Sınıfa girince öğretmen "Bugün size bakın kimi getirdim çocuklar,bu yeni arkadaşımız Ömür.Hep beraber bir hoşgeldin diyelim mi ona?" dedi ve tüm sınıf "Hoşgeldiinnn Ömürrr!" diye inledi.O gün öğretmen Bahar' ın yanına oturttu onu.Bahar.... Bahar saçları lüle lüle ,okul forması tertemiz , güzel konuşan, incecik, güzeller güzeli, çalışkan bir kız.

' Hıhhh ... işte şimdi yandık," dedi Ömür içinden.Ne işi vardı onun Bahar 'ın yanında? Keşke öğretmeni daha öncekiler gibi sınıfın en arkasına oturtsaydı onu.Alışkındı o arka sıralarda, hiç kimsenin onu görmediği, önemsemediği yerlerde oturmaya.Birkaç ay sonra gidecegi için zaten ne yapar ne eder diye kimse de ilgilenmezdi.Böylece onun içinde yaşadığı çelişkileri,yapmak isteyip de yapamadığı onca şeyi kimse göremezdi.Ama en ön sıra öyle miydi ?Burada nasıl olacaktı şimdi ? Bu düşünceler içini kemirirken , Bahar sımsıcak bir tebessümle selamladı onu." Merhaba ben Bahar." Ömür heyecandan " Mememerhahaba..." deyiverdi birden.Öyle utanmıştı ki, "Yer yarılsa da içine girsem şu an Allah'ım nolur nolurrr!" derken Bahar " Ne kadar farklı konuşuyorsun," dedi kıkırdayarak.O sırada ikisi göz göze gelince kahkaha ile gülmeye başladılar. O gün Bahar ona okulu gezdirdi.Teneffüslerde beraber oyunlar oynadılar. Bahar da onun gibi resim yapmayı çok seviyordu veee en sevdiği renkler bile aynıydı.Pembeee! İçinden pembe pembe baloncuklar ile döndü okul yolundan eve.Ne güzzel bir histi bu! Ömrüne bahar, sevgiyle pembe pembe çiçeklerle gelmişti birden.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KENDİNLE NE YAPARSIN?

MİNİK SİHİRBAZLAR DOĞA SIRLARININ PEŞİNDE